● яσ¢κeя   τeam ●
Merhaba misafir!Foruma hoşgeldiniz.Forumdan daha fazla yararlanmak için giriş yapın ya da kayıt olun.


Join the forum, it's quick and easy

● яσ¢κeя   τeam ●
Merhaba misafir!Foruma hoşgeldiniz.Forumdan daha fazla yararlanmak için giriş yapın ya da kayıt olun.
● яσ¢κeя   τeam ●
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Şebnem'le Can Kırıkları Üzerine Söyleşi-1

Aşağa gitmek

(: Şebnem'le Can Kırıkları Üzerine Söyleşi-1

Mesaj tarafından Chaz Paz Kas. 23, 2008 11:26 pm

Son yıllarda sana yaklaşım hep yalnız ve kırılmış kadın imajıyla oluyor.
Şebnem:
O kadar yalnız yaşıyor, kendimi yalnız hissediyor değilim. Ama bu biraz
hayat hikayemle alakalı da olabilir. İnsanlar o acıları
yerleştirdikleri noktalar var hayatımdan bildikleri. O yüzden belki
öyle bir resim ortaya çıkmış olabilir.

İyi de senin müzikle
ilgili yanından hâttâ albümünle ilgili konulardan çok insanlar burada
takılı kalıyor. Oysa senin müzikal hassasiyetinin ön planda olduğunu
biliyorum.
Ş: Biraz öyle diyebiliriz. Zaman zaman müziğim güme
gidebiliyor. Onu herkesle çok rahat da konuşamayabiliyorsun da zaten.
Albümden iki tarafında tatmin olabileceği gibi konuşabilmek için iki
tarafında biraz müzikle alakalı olması gerekir. Henüz öyle şahane bir
noktaya gelebilmiş değiliz. Ama ben bütün gün öyle bir duyguyla
yaşayan, mutsuz, çok yalnız da biri değilim. Önceliğim o değil. Ben
müzik konuşabilmeyi tercih ederim. . Bu bana da soracak olursan, o
büyük resmin sadece ufak bir parçası olmalı. Başka boyutlarından da
rahatça konuşabilmeliyiz. Fakat bu çok yönlendirilebilecek birşey değil.

“BU SEFER SAHNEDE OKUR GİBİ KAYDA GİRDİM’
“Can Kırıkları”na baktığımızda daha sert bir sound göze çarpıyor. Bu yıllar içinde oluşan bir oturmuşluğun sonucu mu?
Ş:
Zaten bizim konserlerimiz farklı bir havada oluyor. Sadece şunu
söylemek isterim; ben böyle şeyleri oturup, şimdi bir albüm yapayım,
sert olsun ya da daha yumuşak olsun diye karar vermiyorum. İçimden ne
çıkıyorsa, şarkının en ilkel hali zaten ne şekilde girmek istediğimi
söylüyor. Bu albüme denk gelen parçalar da böyle duyulmayı çağrıştıran
parçalardı. Planlanmış birşey değil. Ama oturmuşluk dersen, o çok uzun
zamandır bir arada olmamızdan kaynaklanıyor. Birbirini seven, anlayan
insanlar olmamız, birlikte çok vakit geçirmemizden, aynı şeyi çok
sevmemizden kaynaklanan bir şey diyebilirim. Grubumla birlikteliğim
neredeyse 9 sene oldu ki bu az birşey değil hani.

Son albümde vokallerin de biraz değişik geldi bana.
Ş:
Ben bu albümde kayda giriyormuş gibi değil de sahnede nasıl söylüyorsam
o havayı yakalamaya çalıştım. Ses değil de, söyleyiş biçimim değişikti.
Albümün
genelinde de dramatik bir yapı var gibi. Neredeyse konsept ve rock
opera tarzına bir kapı açılıyor, adım atılıyor gibi bir yaklaşım var.
İlerde böyle bir proje mi var yoksa?
Ş: Planda yok ama iyi bir
saptama. Ne arzu ettim biliyor musun? Bir odada dinlerken bir resmi
gözlerinde canlandırabilsinler istedim. Şarkı sözleri de biraz öyle. Bu
da tabi teatral bir havayı ortaya çıkartıyor. Rock operaya gelince
yapmak isterim ama burada çok küçük ölçekli bir havası var.

“Can
Kırıkları”na şöyle bir baktığımız zaman neredeyse Pentagram grubunu
görüyoruz. Sürekli gitaristin Metin Türkcan’ın Pentagram elemanı
olmasının yanısıra, albümün mutfağında da grubun elemanları görülüyor.
Ş:
Tarkan’la(Gözübüyük) ilk albümde de çalışsak da bu prodüksiyonu tek
başına yüklendiği ilk albümüm. “Can Kırıkları”nın görsel kısmında da
Hakan (Utangaç) var.

Sanırım albümden çıkacak kibini de o çekecek.
Ş: Hakan müziğe de hakim olduğu için üzerine yaptığı görsel çalışma da etkileyici olabiliyor. Beni daha iyi anlayabiliyor.

“GRUP MÜZİĞİNİ SEVİYORUM.”
Sen solo kariyer yapmış birisin ama uzun süredir birlikte olduğun bir grubun var.
S:
Buket’le birlikteliğimiz Volvox’un son döneminden beri sürüyor. Ebru
ayrıldıktan sonra gruba bascı olarak katılmıştı. Metin’i zaten
biliyorsun. Onunla birlikte çalıştığım için kendimi çok iyi
hissediyorum. Benim için çalışan elemanların birbirinin işine saygı
göstermesi esastır. Ozan’da böyle biri. Onun fikirlerine çok değer
veririm. Aykan da öyle... Davulcular genellikle kendilerini dinleyerek
çalan insanlardır, müziğe pek takılmazlar. Aykan aynı anda müzikte
dinleyerek çalabilen davulcudur. Birbirimizi çok iyi anlıyoruz. Bu
bizim çok uzun senelerdir devam eden arkadaşlığımız, aynı dili
konuşmamızdan kaynaklanıyor. Kocaman bir aile gibiyiz. Solo çalışıyor
olsam da grup müziğini seviyorum. Yarın öbür gün eleman değisse bile
aynı anlayışı korumaya çalışırım. Çünkü öyle bir gelenekten geliyorum.
Ben müziğe de grup kurarak başladım. O grupların içinde kimi zaman
şarkı söyledim, kimi zaman gitar çaldım. O duyguyu da seven biriyim. Bu
albümde grup müziğine bir adım daha yaklaştık diyebilirim.

Aslında
yıllara damgasını vurmuş, efsane gruplar arasında bile büyük çatışmalar
vardır hani. Senin bunu solo çalışmalarında 9 yıl süresince
sürdürebilmen de önemli. Geçtiğimiz haftalarda yapılan Live 8’de tekrar
biraraya gelen Pink Floyd’da da çok iyi gördük. Roger Waters’la silah
zoruyla biraraya gelmişler gibiydi.
Ş: Aralarında elektrik çıkıyor gibiydi.

Hani bir beşinci parça daha olsaydı arbede çıkacaktı nerdeyse.
Ş: Gerçekten çok enteresan. Ama bu arada Roger Waters’ın da elleri titriyordu, heyecandan. İnanılır gibi değildi.


Aptulika - 26 Temmuz 2005
Chaz
Chaz
!! Broken !!
!! Broken !!

Kadın
Terazi Domuz
Mesaj Sayısı : 4543
Yaş : 28
Uyarı :
Şebnem'le Can Kırıkları Üzerine Söyleşi-1 Left_bar_bleue0 / 1000 / 100Şebnem'le Can Kırıkları Üzerine Söyleşi-1 Right_bar_bleue

Aktiflik Puanı :
Şebnem'le Can Kırıkları Üzerine Söyleşi-1 Left_bar_bleue100 / 100100 / 100Şebnem'le Can Kırıkları Üzerine Söyleşi-1 Right_bar_bleue

Ruh Hali : Şebnem'le Can Kırıkları Üzerine Söyleşi-1 Mutlu10
Reputation : 1150
Points : 2147630787
Kayıt tarihi : 14/03/08

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Sayfa başına dön

- Similar topics

 
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz